7 Mart 2015 Cumartesi

MUTLULUK - ZÜLFÜ LİVANELİ

Merhaba sevgili kitap dostlarım J bugün yine hayatımda özel yeri olan kitaplardan birinden, Zülfü Livaneli’nin o tadına doyulmaz kaleminin bir ürününden bahsetmek istiyorum. Kadına şiddetin sıkça konuşulduğu günümüzde hala okumayanlar için “Mutluluk” adlı roman yarayı deşici özellikte diyebilirim. Kısaca özetini anlatmam gerekirse olay şöyle gelişip sonuçlanıyor:
“Meryem annesini doğumda kaybetmiş genç bir kızdır. Hem amcasının eşi hem de annesinin ikiz kardeşi olan teyzesi tarafından büyütülmüştür. Meryem teyzesini çok sevmesine rağmen teyzesi Meryem’den nefret eder. Onu kardeşinin katili olarak görür. Meryem’i düşünen tek kişi köyün ebesi Meryem’in bibi dediği yaşlı bir kadındır. Bu kimseye zararı dokunmayan genç kıza amcası tecavüz eder ve hikaye asıl o zaman başlar. Kız korkusundan kimseye bunu yapanın amcası olduğunu söyleyemez. Amcası ise namus davası adı altında kızın ölmesini emreder.. Meryem’i kendisini asması için bir odaya kapatırlar. Fakat istenilen sonuç alınamaz. İş artık Meryem’in amcasının oğlu olan askerden yeni dönmüş Cemal’e kalmıştır. Plana göre cemal kızı İstanbul’a götürecek ve namus davasına kurban gitmiş her kız gibi yüksek bir yerden aşağı atılarak infazı gerçekleştirecektir. Ancak cemal bunu yapamaz ve kızı alarak asker arkadaşının yanına sığınır. Kızı öldürme işini bir süre ertelemiştir Cemal. Bir balıkçı kulübesinde iş tutmaya başlarlar. İrfan Kurudal isimli yaşlı profesörle ise burada tanışırlar. Yaptığı işten sıkılan İrfan Kurudal bir tekne ile denize açılır ve kader Cemal ve Meryem’le yollarını kesiştirir. İrfan arkadaş olmaya çalışırken Cemal çok soğuk davranır, Meryem ise sevmiştir İrfan’ı. Bir süre sonra yedikleri içtikleri ayrı gitmemeye başlar. İrfan kızın psikolojik tahlilini yapmaya ve onun hayatını öğrenmeye merak salmıştır. Bu çalışmaları sırasında Meryem’e tecavüz edenin amcası  olduğunu öğrenir. Cemalle bir kavgaları sırasında da bunu Cemal’e söyler. Cemal duydukları karşısında şok olur. Meryem’den uzaklaşmaya çalışır ancak Meryem ondan uzaklaşmak yerine cemali abi gibi benimser ve ona yardım eder. Kulübelerinin yanında gözlemecilik yapan bir kadının oğluyla evlenen Meryem’e İrfan yüklü bir para bırakır. Meryem’de bu paranın yarısını Cemal’e vererek onu hayatından çıkartır. Artık Meryem için mutlu bir hayatın kapıları aralanır.
Meryem’in bu öyküsünü yaşamış kim bilir kaç kız var? Kim bilir kaç kız İstanbul köprülerinden birinden ölümün soğuk kucağına atıldı? Şüphesiz hepsi Meryem kadar şanslı değildi. Şanslı diyorum çünkü büyük çoğunluğu Meryem gibi evlenip mutluluğa yelken açma fırsatı bulamadı. Büyük çoğunluğu kendilerinde namus olmayan namus bekçileri tarafından infaz edildi. Namusları kendi kanlarıyla temizlendi bir çok kızın.
Bu kitabın adı niye mutluluk acaba diye düşünürken bir cevap buldum kendimce. “mutluluk akan olayın içinde aranmaz. Mutluluk sondadır. Mutlu sonda.”

Hala okumayanlar için kitabını şiddetle tavsiye ederim. Aynı zamanda Özgü Namal’ın oyunculuğuyla taçlanmış muhteşem filmi tekrar tekrar izlenesi filmlerden.. Şimdiden keyifli okumalar ve iyi seyirler J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder